Kadın Kimliğinin Dövme Aracılığıyla Dışavurumu

Kadın Kimliğinin Dövme Aracılığıyla Dışavurumu

Dövme Dünyası olarak dövme tutkunları için nitelikli içerikler üretmeye ve öne çıkarmaya devam ediyoruz. Mehmet Serhan Tezgeç tarafından hazırlanan iletişim yüksek lisans tezinden alıntıladığımız "Kadın Kimliğinin Dövme Aracılığıyla Dışavurumu" başlıklı bölümü okumanıza sunuyoruz. 
İşte Mehmet Serhan Tezgeç tarafından Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi yüksek lisans bitirme tezi olarak hazırlanan bilimsel çalışmadan alıntıladığımız "Kadın Kimliğinin Dövme Aracılığıyla Dışavurumu" başlıklı bölüm:
Dövmelerin kadınlar açısından önem teşkil eden özel anlamlarına bakılacak olursa; dövmeler aracılığı ile kadınların bedenleri üzerindeki kontrolün yeniden ele alınması, bu husustaki en önemli motivasyon kaynaklarından birisi olarak ön plana çıkmaktadır. Dövmeler aracılığı ile bedenin kontrolünün kazanımı noktasında kadın bedeninin ve erkek bedeninin birbirlerinden ayrılıyor oluşunun nedenini toplumsal cinsiyet normlarında aramakta fayda vardır. Bornstein tarafından kadın dövmeleri ile kadın kimliğinin yeniden tanımlanma süreci şu şekilde aktarılmıştır; kadın dövmeleri de graffitiler gibidir. Bir duvar üzerine graffiti çizildikten sonra, varlığını değiştirmek zorunda değildir, aksine bu durumun üstesinden gelmelidir. Postmodern kadın dövmelerinde de dövmeler taşıyıcısını tanımlamamakta, taşıyıcısını bir sosyal alan içerisinde kimliğini tanımlayacak karmaşık sosyal oyunlar içerisine dahil etmektedir.
Dövmelerin kadın bedeni üzerinde belirlenimci bir işlevi yoktur, kimlik sosyalizasyon çerçevesinde ortaya çıkartılır. Bu bağlamda doğal olmayan ve bir sosyal inşa olarak değerlendirilebilecek toplumsal cinsiyet rollerinin içeriği de dövme sahibi kadın kimliği çerçevesinde yeniden tanımlanabilir. Kadın bedeni üzerinden üretilen kısıtlayıcı politikalar karşısında, dövmeler ile üretilen beden politikaları güzellik anlayışının karşısında bir duruş sergilemektedir. Hewitt’e göre bedenlerini korumalarını, muhafaza etmelerini ve erkeklere nazaran belirli noktalarda daha kısıtlı davranmalarını bekleyen bir kültürde yoğrulan kadınlık olgusu sonucunda dövmeler, kadınlar için erkek egemen standartları belirleyen yakın çevrelerine ve diğerlerine karşı bir bağımsızlık bildirgesi halini almıştır.
Dövmeler diğer beden süslemesi uygulamalarında olduğu gibi kadın bedeni üzerindeki ideallik kurgusuna yakınlaşılması amacına hizmet etmemektedirler. Tam tersine kadın bedeni dövmeler vasıtası ile klasik güzellik anlayışından uzaklaşmaktadır.
Bornstein tarafından belirtildiği üzere; diğer beden süslemelerinin aksine yalnızca dövmeler, kadınlar için betimlenen narin güzellik anlayışına direnebilir ve karşı çıkabilir. Kadın dövmeleri ilk olarak, süsleme veya beden dönüşümü hakkında değil, bunun yerine erkek bakışı ekonomisinin önemli bir parçası olan saflık ile ilgilidir.
Kadın dövmeleri, Bornstein tarafından bahsedilen saflığı bozmakta ve kadın bedenini erkek bakışının beklentilerinin tersi bir yönde yeniden biçimlendirmektedir.
Kadın bedeni üzerinde var olan kalıp yargıların dövmeler ile kırılabilmesi dövmecilik anlayışındaki değişimin sonuçları ile paralellik göstermektedir. Kadınların bedenleri üzerinde talep ettikleri özgürlüğü geri kazanmaları için dövmelere başvurmaları ile dövme alanı içerisindeki maskülenite tasarısı da bir değişime tabi tutulmuştur. Atkinson tarafından belirtildiği üzere; bedeni bir vasıta, otonomi, özgürlük ve seksüel keşif kurumu olarak değerlendiren kadınların dövmeleri, kadınları ve kadın bedenini narin ve güçsüz birer inşa olarak gören dominant yapıya sert bir karşı çıkış biçimi halini aldı.
Güzellik normları birer sosyal tasarı olmaları nedeni ile kültürlerarası farklılıklar arz edebilmektedir. Ancak, dövmeli kadınlar ve çekicilik konusunda stabil bir yargının oluşturulduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bornstein tarafından belirtildiği üzere, tüm kültürlerin yoğun bir biçimde kadınları dövmeden uzak tutmaya çalışmasının sebebi, dövmeli bir kadın bedeninin erkekler tarafından idealize ve dikte edilen saf güzellikle bağlantılı erotizm kodlarını bozuyor oluşudur.
Dövmelerin yapılışının altında yatan motivasyon kaynakları arasında önemli bir yeri olan hayattaki değişim ve kırılma anlarının bedene kazınması konusunda kadınlar, erkelerden belirli noktalarda ayrışmaktadır. Buna göre; kadınlar, bedenleri üzerinde iktidar sahibi olan otorite figürlerinden kurtuluşun bir hatırası olarak, bu geçişleri dövmeleri ile kalıcı bir biçimde kendilerine ve diğerlerine hatırlatmayı tercih etmektedir. Irwin tarafından belirtildiği üzere; kadınlar için dövmenin sunduğu özgürlük anlamının bir boyutu da, yaşam içerisindeki geçişlerde ve değişikliklerde gözlemlenebilmektedir. Ailesinin yanından ayrılırken, baskıcı bir eşten veya erkek arkadaştan uzaklaşıldığında yaptırılan dövmeler, bedenin ve beden üzerindeki hakimiyetin geri alınışının sembolü olarak değer kazanırlar.
Dövmenin iyileştirici gücünden faydalanılarak travmaların atlatılması noktasında kadınlar, dövmeler ile travmaya ait kötücül yanların geride bırakıldığını ve bedenin bir anlamda yeniden inşa edildiğini simgesel olarak bedenlerine kazımaktadırlar. Atkinson ve Young tarafından aktarıldığı üzere; dövmeler statü değişiklikleri sonucunda yapılabilmektedir, örneğin kadınlar için cinsel taciz sonrası travmayı atlatma ve bedeni yeniden tanımlama adına başvurulan bir yöntem olabilmektedir. Bu dövmeler yeni bir kimliğe geçişi sembolize etmektedir.
Dövmeli kadın bedeninin objeleştirildiği ve bakışın bir nesnesi haline getirildiği karnaval ve sirk dönemi son bulmuş olsa da dövmeli kadın bedeninin çeşitli mecralarda hala bir meta olarak kullanıldığını söylemek yanlış olmayacaktır. DeMello’ya göre; Amerikan dövme dergiciliği geleneğinde süregelen tartışmalı konulardan birisi de, kadınların bu dergilerde temsili ile ilgilidir. Dövmeli erkek ve kadın resimlerine düzenli olarak yer veren bu dergilerde, erkekler kollarının, bacaklarının ve sırtlarının büyük kısmı dövmelerle kaplı olarak resmedilirken, kadınlar sayıca daha az ve küçük boyutta dövme ile temsil edilmektedir. Bir diğer önemli nokta ise, kadınların üzerlerinde giysi varken dövmelerini görmek mümkün olsa da dergilerdeki modellerin çoğunlukla çıplak ya da üstsüz bir biçimde fotoğraflanıyor oluşudur.
Dövmelerin kadınlar için bedenleri üzerindeki kontrolü sağlamak noktasında birer aracıya dönüşme potansiyeli taşıdıkları muhakkaktır. Ancak, yapılan araştırmalar kadınların ve erkeklerin yaygın dövme tercihlerinde toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden üretildiğine dair bulgulara rastlanmıştır. Fisher’a göre; erkekler ve kadınlar arasındaki dövme anlayışında farklılık gösteren bir durum da, kadınların dövmelerini daha kolay saklanabilir bölgelerde tercih etmeleridir. 
Ayrıca Atkinson tarafından yürütülen araştırmanın sonuçları da bu savı doğrular niteliktedir. Söz konusu araştırmanın sonuçlarına göre kadınların %38’i bellerine, %33’ü karınlarına ve kalçalarına, %30’u ayak bileklerine, %17’si omuzlarına ve %7’si kollarına dövme yaptırmaktadır. Atkinson’a göre bu sonuç, kadınların Kanada’da var olan feminenlik anlayışının içerisinde dövme sahibi olduklarının ve bu nedenle saklanabilir yerleri seçtiklerinin işaretidir. Kanada’da kadınlar kurulu feminenlik anlayışını dövmeleri ile yeniden üretmektedir.
Görüldüğü üzere normları yıkma potansiyelinin yanı sıra dövmeler kadın bedeni üzerindeki anlayışın yeniden üretilmesine de neden olabilmektedir. Günümüzde yaygın olarak dekoratif amaçlarla kullanılan ve politik yanı göz ardı edilen dövme anlayışının kaçınılmaz bir sonu olan bu durum, yine de dövmenin özündeki isyankâr ruha sirayet edememektedir.
Dövmenin tarihsel bağlamda bir nevi özü olarak değer kazanan bu yan, istenildiği durumda ödünç verilebilmek için hazır beklemektedir.

Etiketler
kadın dövme
kadın kimliği
dövme kadın
kadın kimliği dövme